15 Ekim 2009 Perşembe

Yalnızlık Falan

Asansörlerle konuşan tanıdığım bir kız var ve bu benim. Yalnızlıktan diye düşünüyorum bazı bazı. Aslında hiçte yalnız değilim. Büssürü büssürü dostlarım var. Vazgeçilmez sandalyem, eşsiz dostum gitarım, kirlenmiş klavyem,kızıl cimcimim,ekşi sözlüğüm var. Sıkıldıkça sandalyemde kaykılıyorum, eğleniyorum. riskli ve tehlikeli bir spor tabi ama doğuştan adrenalin tutkunuyum. Hele en sevdiğim eğlence boğaza leblebi kaçırıp boğulmak. Yalnız değilim ben.. değilim.. Aynam var. Beni çok seven büssürü dostlarım. .' Su içmeye üşeniyorum yahu.Gitarımı bile elime almıyorum, kırgın kırgın bakıyor bana uzaktan. tozlarından şikayetçi.. Mahcubum ona. Vallahi ben yalnızken canımı vermeye üşeniyorum.Ellerimi kaybediyorum arada yahu biri demin şurda gölgecilik oynuyordu. diğeri tek başına klavyede. şimdi ikisi de yok. gözlerimle yazıyorum. yalnız kalmak insanı daha da zekileştirir, güçlendirir diyen kim ise bana gönderilmesini talep ediyorum boşluktan. Uzun süre yalnız kalınca yazdıklarından, kustuğundan, hatta zeki ya da aptal oluşundan bile sıkılıyorsun.' Hatta böyle gecenin bir yarısı apansız, ismi meçhul olan bir duyguyla saçma sapan şeyler yazıyorum. Sonra dışarıya bakan bir pencere bulup atlıyorum, kanatlarım pervazda kalıyor muhtemelen. Çok oldu tabi içten biçimde deliler gibi eğlenmeyeli,ortalığın tozunu attırmayalı. Sonra bakıyorum ki, düştüğüm kalabalık hiç değişmemiş. Ben değişmişim sadece.Ve yineleniyor tüm yenilgiler yine yeniden..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder